Sayfalar ve bağlantılar:

6 Şubat 2018 Salı

Cioran'ın İşkence adlı yapıtından Türkçe çeviriler

Flickr: https://flic.kr/p/Qy1E9c
İşkence, özgün adıyla söylersek Écartèlement, ilk basımını 1979 yılında yapmış bir E. M. Cioran kitabıdır. Écartèlementbir tür işkence şeklini ifade eden bir sözcük ve hakkında şöyle bir Wiki sayfası mevcut; bu sözcüğün anlamı hakkında o sayfadan daha detaylı bilgi alabilirsiniz. Gelelim şimdi Cioran'ın yapıtına, Écartèlement kitabı, İngilizce'ye ise Richard Howard tarafından "Drawn and Quartered" başlığıyla çevrilmiş. Doğmuş Olmanın Sakıncası Üstüne ve Burukluk adlı yapıtlarına benzer bir şekilde, bu kitapta da aforizmalar şeklinde bir anlatım tarzı mevcut. Bu yazıda, Cioran'ın İşkence'sinin İngilizce versiyonundan(Drawn and Quartered) not aldığım bazı bölümleri Türkçe'ye çevirdim. İyi okumalar dilerim.

Çeviri notu: Metinlerin çevirisini yaparken, aforizmaların iç içe geçmemesi ve daha derli toplu durması için kendime göre bir numaralandırma yaptım. Kitapta ise herhangi bir numaralandırma bulunmamaktadır.

1

Sorunlu ailelerde, kendini hakikate adayan ve bu uğurda hayatını mahveden bir evlat ortaya çıkıverir.

2

Yalnızca, nefes almayı imkânsız kılan gerçekler ve sağlığa yararlı aldatmacalar arasında seçim yapabiliriz.
3

İyimserliğim tuttuğunda, hayatımın bir cehennem olduğunu, kendi zevkime göre bir cehennem olduğunu hatırlatırım kendime.

4

Her ütopya, bir kiniğin gerçekleşmiş bir rüyasına benzer.

5

Ölüm, bir fâninin kavrayabileceği yegâne mükemmellik hâlidir.

6

Bir mezarda düşünmek isteyeceğin şeyler dışında hiçbir şey düşünmemelisin.

7

Bir aile kurmak mı? Sanırım, bir imparatorluk kurmak benim için daha kolay olurdu.

8

"Hakikat nedir?" temel bir sorudur. Fakat,  "Hayata nasıl katlanılır?" sorusu bile kendinden hemen sonra gelen şu soruyla kıyaslandığında soluklaşır: "Kendimize nasıl katlanırız?" - Bu, hiç kimsenin bize cevabını veremeyeceği çok önemli bir sorudur.

9

Olan her şey aynı anda hem doğal hem kavranılmaz görünüyor.
İster en büyük olayları ister en küçük olayları ele alalım, bu sonuç kaçınılmazdır.

10

Hiçbir şey bir bedenin alın yazısından daha gizemli olamaz.

11

Hiçliği tanımlamak, şüphecilerin yükümlülükleri arasında yer alır. Fakat, caka satan ve onun tanımına en uzak kalan açıklamalara varmaktan kendimizi nasıl alabiliriz? Tanımlamak, deliliklerimizin en köklü olanlarındandır, ilk sözcük onunla doğmuş olmalı.

12

Herkes yanılgı içinde, herkes bir yanılsama içinde yaşıyor. En iyi ihtimalle, kurgulardan oluşan bir ölçeği, bir gerçek dışılık hiyerarşisini kabul ederek bir şeyi değil de başka bir şeyi yeğleyebiliriz; ancak, seçim yapmak, kesinlikle böyle bir şey değildir.

13

Şu anda, yalnızım. Daha fazla ne isteyebilirim ki? Bundan daha yoğun bir mutluluk mevcut değildir. Sessizliğin gücüne kulak vererek yalnızlığımızı büyütmek dışında.

14

Uykusuz geçen saatler, her anın öylesine dolu ve öylesine boş olduğu saatlerdir ki, kendini zamanın bir rakibi olarak önerir.

15

Gündelik hayattaki talihsizliklerin başlıca müsebbibi olan çekingenlik, iç zenginlik için doğrudan doğruya eşsiz bir kaynaktır.

16

Sağlıklı olmak, duyumsanan bir şey değildir, hatta bir gerçeklik bile değildir. Acı çekmekten vazgeçmek, var olmaktan vazgeçmektir.

17

Umut etmek, hezeyanın normalleştirilmiş bir şeklidir.

18

Hayatta olmak, normal bir durum değildir; canlı bir varlık sadece tehdit altındayken hakikaten var olur. Kısacası ölüm bir anormalliğin sona ermesinden başka bir şey değildir.

19
Ölmek nasıl da utanç verici! Ansızın bir nesneye dönüşmek...


20
Eğer ölüm bir çeşit çözüm yolu olmasaydı, yaşam ondan kurtulmanın bir yolunu bir şekilde kesinlikle bulurdu.

21
Ölüm, hayatın şimdiye dek icat ettiği en sağlam şeydir.


22
Ben dünyaya karşı bir mücadele vermiyorum, ondan daha çetin bir güçle mücadele ediyorum, dünyaya karşı olan bezginliğimle mücadele ediyorum.


23
Novalis şöyle der: "Dünyaya kendi isteğimize göre bir yön vermek bize bağlıdır."

Bu, bir hayatın sonunda ve ondan da öte tarihin sonunda düşünebileceğimiz ve hissedebileceğimiz her şeyin kesinlikle tam tersidir.

24

Dini duygulardan arındırılmış bir dünyada yaşamak istemezdim. İnancı değil, içindeki titreşimi kastediyorum, ki bu herhangi bir inançtan bağımsızdır; insanı Tanrı'ya, hatta ötesine götürür.


Türkçe'ye çevirirken esas aldığım edisyon: Drawn and Quartered, Emil M. Cioran, Richard Howard (Translator), Arcade Publishing

Mehmet Gündoğdu
mehmetgundogdu@outlook.com

5 yorum: