Flickr: https://flic.kr/p/GJ5dEn |
Bu yazıda, ilk olarak Emil Michel Cioran'ın Çürümenin Kitabı'nı ve ardından Friedrich Nietzsche'nin Herkes ve Hiç kimse için yazdığı Böyle Buyurdu Zerdüşt'ünü, düşünürlerin yaşam öykülerini de işin içine katarak biraz didikleyeceğim. Şunu da belirtmeliyim: bu inceleme yazısını daha çok Çürümenin Kitabı üzerinde yoğunlaştırdım. Yazıdan maksimum verim alabilmeniz için her iki kitabı da okumanızı tavsiye ederim.
Çürümenin kitabı, esaslı ve yoğun bir tecrübe vaat eden, uykusuz gecelerin ve hastalığın(insomnia) hakikatlerinden doğmuş olan sağlam bir düşünsel eserdir. Cioran'ın gençlik dönemi yapıtlarındaki lirik üslubu, Fransızca'da kaleme aldığı bu ilk eserde yer yer klasisizme varmıştır: "bütün mutlaklarını salgı bezlerinin sefilliğinden almış olan duygular" olabildiğince yerden yere vurulmuş, buna karşılık gecenin ve tan vaktinin en koyu düşünceleri ise daha yoğun bir şekilde yazıya dökülmüştür.
"Bunca boşluk ve anlaşılmazlık nereye varabilir? Günlere tutunuruz, çünkü ölme arzusu fazla mantıksaldır, bundan dolayı da işe yaramazdır." - Çürümenin Kitabı [2]
Kitabın her köşesinden safi nihilizm fışkırır. Bu durumun ilginç olan yanı: aynı anda, hem coşkudan coşkuya sürüklerken hem de karamsarlığın en koyu labirentlerinde dolaştırmasıdır. Cioran, ifade araçlarından en kışkırtıcı olanı olan yazmak edimiyle, ruhundaki ve bedenindeki bu hiçliği, bu boşluğu, bu umutsuzluğu, bu anlamsızlığı alt etmeye çalışırken, sizin payınıza da onunla beraber, bu çetin savaşın bu buruk zaferini, alaycı ve tepelerden bakan bir tebessümle kutlamak düşer (nihai manada birer "ezeli mağlup" olsak bile; yaşamla didişmek onu alt etmektir).
Bu tarihsel yozlaşma ve çürüme serüveninin gözlemci tarihçisi konumundaki Cioran, intihar etmek yerine, intihar yoluyla yaşamı olumlamayı tercih etmiştir. Bu olumlamanın etkisi, bu kitabında da yoğun bir şekilde sezilir. Ancak o, yine de şöyle demekten alamaz kendini: "Ve bu hiçlik, bu bütün, hayata bir anlam veremez, ama hiç değilse hayatı, olduğu hal içinde sürdürür: bir intihar etmeme hali." [2]
Bütün önemli eserler gibi, bu yapıtın da okunması ve sindirilmesi özel bir çaba gerektirir. Ve yine bütün diğer özgün yapıtlarda olduğu gibi, önce yadsıma yoluna gider, sonrada ara sıra dönüp bakar ve tekrar tekrar hakkını teslim edersiniz; yer yer muzip, yer yer acı bir gülümsemeyle...
"Her esaslı tecrübe uğursuzdur: varoluşun katmanlarında bir kalınlık noksanlığı vardır; bunları kazan yürek ve varlık arkeoloğu, arayışlarının sonunda boş derinliklerle karşılaşır. Görünümlerin zırhını boş yere özlemle arayacaktır." - Çürümenin Kitabı [2]
Nietzsche, insanlığa karşı "Üst-insan"ı(Übermensch) müjdelerken; Cioran'da ise bu düşünce "Alt-insan"a, hatta bir "Alt-hayvan"a doğru evrilir. Çünkü ilerleme diye bir şey yoktur, hiçbir zaman da olmamıştır ve bundan sonra da olmayacaktır. Bir ilerleme varsa eğer, bu teknolojik bir ilerlemedir ve bu da birtakım yanlış anlaşılmalara yol açmıştır. Ancak, tarihin her dönemi gerileme, çürüme, yozlaşma ile doludur ve zaman, insanın aleyhine işlemektedir.
Nietzsche her ne kadar delirerek öldüyse de; Cioran'a göre, onun sonunun bile filozoflar nazarında pekâlâ iyi olduğu söylenebilir. Cioran'sa, ömrünün son döneminde yakalandığı Alzheimer hastalığıyla, hayatı boyunca yaşadığı tüm mutsuzluğu ve tüm düş kırıklıklarını ölmeden önce gömüp, o da acılarından arınmış bir vaziyette bu dünyadan göçüp gitmiştir. İşte alın size, felsefeye karşı baş gerekçe!
Cioran, söyleşilerinde ve kitaplarının bir köşesinde Nietzsche hakkında şu minvalde bir şeyler söylemiştir: "Nietzsche, saftı ve bir münzeviydi, insanı hakikaten yakından tanımış olsaydı eğer, üstinsan fikrini ortaya atmazdı." [3]
Çürümenin kitabı'nı, Nietzsche'in Böyle Buyurdu Zerdüşt'ünden sonra okuyup, "İnsan"ın ardından, "Üst-insan"ıda toprağa verebilirsiniz; hem de büyük bir zevk ve arzuyla!
"Uykusuz geceler bitebilir, ama sizde bıraktıkları ışık sönmez: karanlıklarda cezasız kalmadan görülmez, bunun öğrettikleri tehlikesiz bir şekilde derlenemez, güneşten artık hiçbir şey öğrenemeyecek gözler vardır, gecelere hasta olan ve bundan hiç iyileşmeyecek ruhlarda... "
Çürümenin kitabı, uykusuz ruhlara adanmış bir risaledir; hiçliğin yasalarını haykıran bu ayrıksı kitabın, alacakaranlıkta okunup, gün ışığında tekrar tekrar gözden geçirilmesi gerekir.
Yararlandığım kaynaklar:
1. Böyle Söyledi Zerdüşt – Friedrich Nietzsche
2. Çürümenin Kitabı – Çeviren: Haldun Bayrı – Metis Yayınları
3. Ezeli Mağlup – Çeviren: Haldun Bayrı – Metis Yayınları
Mehmet Gündoğdu
mehmetgundogdu@outlook.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder