uykusuzluk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
uykusuzluk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Kasım 2017 Salı

Umutsuzluğun Doruklarında'dan yeni çeviriler

Flickr: https://flic.kr/p/QVDfoN
Bundan daha önce, bu kitap üzerine bir deneme yazısı kaleme almıştım. Bu yazıda ise, Umutsuzluğun Doruklarında'dan ilgimi çeken bazı bölümleri Türkçe'ye çevirmeye devam ediyorum.

"İnsan yapayalnız kalmadığı müddetçe gözyaşları onun yüreğini yakamaz."
(s. 6) - "Her şey öyle uzak ki!" başlıklı bölümden bir pasaj.

"En derin ve en hakiki ölüm, yalnızlık içinde vuku bulan ölümdür; o an geldiğinde, ışık bile ölüme ait bir öze dönüşür. Öyle anlar gelecek ki, hayattan, aşktan, gülümsemelerden, dostlardan ve hatta ölümden bile kopacaksın. İşte o zaman, dünyanın anlamsızlığının ve kendi hiçliğinin ötesinde bir şey olup olmadığını kendine soracaksın."
(s. 6-7) - "Her şey öyle uzak ki!" başlıklı bölümden bir pasaj.

"Bu dünyaya hiçbir şekilde bağışta bulunamam, çünkü sadece tek bir yöntemim var: agoni."
(s. 14) - "Dünya ve Ben" başlıklı bölümden bir pasaj.

"Ölmek istediğiniz anlarda bile, bunu üstü örtülü bir pişmanlıkla arzularsınız. Ölmek istiyorum ve ölmek istediğim için üzgünüm. Bu, kendilerini boşluğa bırakanların yaşadığı türden bir duygudur. En ahlaksız duygu ise ölüm duygusudur. Ölümle ilgili olan sapıkça saplantılarından dolayı uyuyamayan insanların olduğunu bir düşünün! Kendim ve bu dünya hakkında hiçbir şey bilmemeyi ne çok isterdim!"
(s. 17) - "Bezginlik ve Izdırap" başlıklı bölümden bir pasaj.

9 Temmuz 2017 Pazar

Negatif bir mucize: Umutsuzluğun Doruklarında üzerine bir deneme

Flickr: https://flic.kr/p/Bg3JGA

"Her burukluk bir kini saklar ve bir sistemle tercüme olunur: Kötümserlik - beklentilerini boşa çıkarmasından ötürü hayatı affedemeyen mağlupların o zalimliği." -
 [1]

Hemen hemen bütün eserlerinde, doğmuş olmamanın imkânsızlığından dem vuran Cioran, zaman içerisinde, sırayla; yaşadığı ülkeyi, yazı dilini ve üslubunu değiştirirken; her ne kadar aynı anda hem kökleşmiş hem de köksüzleşmiş olmak için yanıp tutuşsa da, yapıtlarının içeriği genel manasıyla hep aynı kalmıştır.

Henüz yirmi üç yaşındayken yazdığı "Felsefeye Veda" niteliğindeki Umutsuzluğun Doruklarında (Pe culmile disperării) isimli ilk kitabından sonra, kitap yayımlamasının artık bir hata olduğunu, bizzat kendi de kabul etmiştir. [2] Cioran, Umutsuzluğun Doruklarında'yı kaleme alırken, bu kitabı, bir tür vasiyetname olarak görüyormuş; çünkü yirmili yaşlarındayken, zihni gece - gündüz intihar etme düşüncesiyle meşgulmüş ve bu yüzden, intihar etmeden önce, ardında vasiyet niteliğinde bir eser bırakmayı planlıyormuş.

17 Nisan 2017 Pazartesi

Çürüyen bir evrende geviş getirmek: Cioran ve Çürümenin Kitabı

Flickr: https://flic.kr/p/GJ5dEn
"Gece aynı zamanda bir güneştir." Zerdüşt [1]

Bu yazıda, ilk olarak Emil Michel Cioran'ın Çürümenin Kitabı'nı ve ardından Friedrich Nietzsche'nin Herkes ve Hiç kimse için yazdığı Böyle Buyurdu Zerdüşt'ünü, düşünürlerin yaşam öykülerini de işin içine katarak biraz didikleyeceğim. Şunu da belirtmeliyim: bu inceleme yazısını daha çok Çürümenin Kitabı üzerinde yoğunlaştırdım. Yazıdan maksimum verim alabilmeniz için her iki kitabı da okumanızı tavsiye ederim.

Çürümenin kitabı, esaslı ve yoğun bir tecrübe vaat eden, uykusuz gecelerin ve hastalığın(insomnia) hakikatlerinden doğmuş olan sağlam bir düşünsel eserdir. Cioran'ın gençlik dönemi yapıtlarındaki lirik üslubu, Fransızca'da kaleme aldığı bu ilk eserde yer yer klasisizme varmıştır: "bütün mutlaklarını salgı bezlerinin sefilliğinden almış olan duygular" olabildiğince yerden yere vurulmuş, buna karşılık gecenin ve tan vaktinin en koyu düşünceleri ise daha yoğun bir şekilde yazıya dökülmüştür.