5 Ocak 2020 Pazar

Cioran'ın Defterler'inden ( Cahiers, 1957-1972 ) Türkçe çeviriler

İlk kez 1997 yılında, Cioran'ın ölümünden sonra yayımlanan Defterler'den (Cahiers)  bundan daha önce de Ekşi'de ve Twitter'daki hesabımda bahsedip belli sayfalarından seçtiğim kimi pasajları Türkçeye çevirip hakkında bir şeyler yazmıştım. Blogumda ise hepsini bir araya getirdim ve belli aralıklarla da yeni çevirilerimi ekleyip bu sayfayı güncelleyeceğim. İyi okumalar diliyorum.


Türkçeye çeviren: Mehmet Gündoğdu

I
« Emily Dickinson: "Bir cenaze hissettim beynimde," buna, Bayan de Lespinasse'nin şu sözünü ekleyebilirim "hayatımın her anında."
Ruhun o dinmeyen cenazesi. »

II
« İnsan müphem bir hayvandır.
" Ağaç sefil olduğunun bilincinde değildir. " (Pascal)
İşte bitkiler âlemine olan özlemim. »

III
« Ben buralı değilim; kendi içimde sürgün bir hâldeyim; hiçbir yerde evimde değilim - mutlak bir biçimde köksüz.
Yitik cennet, - daimî saplantım. »

IV
« Kanımla yazmadım, hiç dökmediğim gözyaşları ile yazdım. Bir mantıkçı bile olsaydım, hâlâ hüzünlü bir adam olurdum. Cennetten kovuluşu her gün aynı tutku ve ilk kez sürgün edilmişçesine aynı pişmanlıkla tekrar tekrar yaşıyorum. »

V
« Yalnızca müzik dinlediğimizde bir "ruh"umuz olduğunu gerçekten hissediyoruz. »

VI
« Her uykusuz gecenin ardından, dünya bir öncekine göre biraz daha solgun görünüyor. »

VII
« İnanç duyduğum tek değer özgürlük. »

VIII
« Şüphe, dua kadar derin kökenlere sahiptir. »

IX
« Her doğum bir teslimiyettir. »

X
« Hüzün, tüm yeteneklerimi yerle bir etti. »

XI
« Melankolinin harap ettiği bir Moğolum ben. »

XII
« Hegel - en az okunan ve en çok alıntı yapılan filozof. »

XIII
« İnsanın ve Tanrı'nın tarihi, karşılıklı bir düş kırıklığının hikâyesidir. »

XIV
« Ahmatova'nun Leningrad için söylediklerini ben de Sibiu veyahut Paris için söyleyebilirdim sanırım: "Gölgem duvarlarına sindi." »

XV
« Profesyonel yazarlık, burjuva döneminin bir icadıdır. »

XVI
« 21 Nisan 1969
Beckett, Démiurge (Yeni Tanrılar) kitabım hakkında bana yazdı, "kalıntılarında kendime bir sığınak buluyorum." »

XVII
« Gece, damarlarımda dolaşıyor. »

XVIII
« Artık dayanamıyorum, daha fazla dayanamayacağım! 
Acıda sınır yoktur. »

XIX
« İki olağanüstü Yahudi kadın: Edith Stein ve Simone Weil.
Susamışlıklarına, kendilerine karşı katılıklarına hayranım. 
»

XX
« İnsan, tanrılar tarafından aldatılmıştır. Tarihi başka türlü kavramak olanaksızdır. »

XXI
« Hüznün zihnimi nasıl da yavaş yavaş yıprattığını izliyorum... »

XXII
« "Yorgunluğun ebedî felaketi." (Kafka)
Benim yorgunluğumsa, binlerce yıl önceye dayanıyor. 
»



XXIII
« Doğa pişmanlık nedir bilmez. »

XXIV
« Her gün ama her gün, bilge bir adam mıyım, yoksa bir akıl hastası mıyım diye kendi kendime sorup duruyorum. »

XXV
« İşsiz bir tiran olmak. »

XXVI
« Tükendim, bir duanın eşiğindeyim. »

XXVII
« Sanki zaman, damarlarımda pıhtılaşmış gibiydi... »

XXVIII
« Varlıklar arasındaki en derin bağlar müzik sayesinde kurulurlar. »

XXIX
« Başarısızlıklarıma övgüler olsun! Bildiğim her şeyi, onlara borçluyum. »

XXX
« Daima, sahip olmamanın zevki içerisinde, bir üçüncü şahıs gibi yaşadım. Bu benim diye sahiplenebileceğim bir şey hiç olmadı; benim olandan nefret ederim. Birinin karım dediğini duyduğum zaman dehşet içerisinde titrerim. Ben metafiziksel manada yalnızım. »

XXXI
« Cennet ne midir? Arzudan evvelki dünya. »

XXXII
« Le mauvais démiurge [Yeni Tanrılar] — melankolik bir engereğin kitabıydı. Aynı şey, yazmış olduğum diğer her şey için de geçerli. »


XXXIII
« Tarih ve Ütopya, beni belki de en iyi yansıtan kitaptır. »


XXXIV
« Gözlerini daima gökyüzüne doğru çevir, bu mutlaka düşüncelerin seyrini değiştirir. »


XXXV
« Yalnızca onlar, okurun bağrında saplanmış bir bıçak gibi duran kitaplar önemlidir. »


XXXVI
« Küstahlık daima bulaşıcıdır; incelik ise asla. »


XXXVII
« Umutsuzluğa kapılmayın: Tüm insanlar sizi terk ettiğinde, bütünüyle acılarınıza sığınabilirsiniz. »


XXXVIII
« En büyük zevklerimden biri de belli bir işle ilgilenmem gerekirken konuyla hiçbir ilgisi olmayan kitapları alıp okumaktır. Bu, bana dipdiri bir özgürlük hissi verir. »


XXXIX
« Bir çeviri, orijinal metninden daha net, daha anlaşılır olduğunda kötüdür. Bu, belirsizliklerin korunamadığını; çevirmenin basitleştirdiğini, yani onun bir suç işlediğini gösterir. »


XL
« Lüksemburg Bahçeleri'nde yapraklar konfeti gibi birer birer düşüyor. Aklımı ise türlü türlü düşünceler kuşatıyor, hiçbiri de benim için uygun değil. »


XLI
« Yazmayı bıraktı: Artık saklayacak hiçbir şeyi kalmamıştı. »


XLII
« Dînî olan nedir? Dünyaya karşı içimizde derinleşebilen bir şeydir, melodik bir sükûnete doğru uzanan bir ilerleyiştir. »


XLIII
« Keder, insanı teatral yapar. »

XLIV
« Bütün köleliklerimizin kaynağı sevgide yatar. Varlıklara ve eşyalara ne kadar az bağlanırsak, o kadar çok özgür oluruz. Ancak, bir kez bağlandığında, ondan kurtulmak ne büyük bir faciadır. »


XLV
« Çatılar üzerinde gördüğüm bu kar yığınları, ilk yıllarımın göksel nevrozlarını uyandırıyor. »


XLVI
« Başarısızlık yoksa, manevi aydınlanma da yoktur. »


XLVII
« Yalnızca tek bir dinim var: Bach. »


XLVIII
« Nihayetinde ölüm de bir tür başarı öyküsüdür. »


XLIX
« Öyle günler de gelecek ki, niçin başarısızlıktan başarısızlığa koşuyor olduğumu açıklamak zorunda kalacağım. »


L
« Nereye gidersem gideyim, gene de hep bigâneyim. »

LI
« İçimizde ansızın yükselen ezgiler, boşluğun hükümranlığına karşı tanıklık ediyor. »

LII
« Hastalıklar, bize, yaşamla olan sözleşmemizin her an feshedilebileceğini hatırlatmak için vardır. »

Bu sayfayı ara ara güncelleyip esere ilişkin yeni çevirilerimi ekleyeceğim.

Eserin özgün adı: Cahiers (1957-1972) Emil Michel Cioran

Son güncelleme: 20 Mart 2021 Cumartesi
Bir tane yeni pasaj ekledim.

Mehmet Gündoğdu
avuntusaati@gmail.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder