12 Şubat 2020 Çarşamba

Hannah Arendt Felsefede Kadın Doğa Siyaset Mülakat Türkçe Altyazılı

Siyaset bilimci Hannah Arendt'nın, 28 Ekim 1964’te, Günter Gaus'a verdiği tarihi mülakatından ikinci bir bölüm daha Türkçeye çevirdim. Bu bölümde ise siyasi, politik teorilerle uğraşan Arendt'nın bir filozof olup olmadığı, bir kadın olarak filozoflar arasındaki yeri ve doğa ile siyaset felsefesi arasındaki farklara dair çeşitli sorular soruluyor. YouTube'un Altyazı ayarlarından Türkçeyi seçmeyi unutmayın. İyi seyirler diliyorum.


Türkçeye çeviren: Mehmet Gündoğdu

Hannah Arendt hanım, bu röportaj dizisinde yer alan ilk kadın sizsiniz. Mesleği ile bir kadın da bazıları tarafından erkeksi biri gibi görülebiliyor. Siz bir filozofsunuz. Müsaadenizle de ilk sorumu sormak istiyorum. Almış olduğunuz bunca takdir ve saygıya karşın, bir kadın olduğunuz için, filozoflar arasındaki konumunuzu alışılmadık ve tuhaf buluyor musunuz?

Korkarım ki en başta buna itiraz etmek zorundayım. Ben filozoflar zümresine ait değilim. Benim asıl alanım, eğer bundan bahsetmek gerekirse, politika teorisidir. Ne bir filozof gibi hissediyorum, ne de filozoflar çevresine katıldığımı kabul ediyorum. Yani, sizin nazikçe varsaydığınız gibi olduğunu sanmıyorum. Ancak giriş bölümündeki diğer bir sorunuza gelecek olursak. Filozofluğun genellikle bir erkek işi olarak görüldüğünü söylüyorsunuz. Ancak bunun bir erkek işi olarak kalmasına gerek yok! Günün birinde bir kadın da pekâlâ bir filozof olabilir.

Ben sizi bir filozof olarak görüyorum.

Bu konuda yapabilecek bir şey yok. Ama benim düşünceme kalırsa, ben bir filozof değilim. Felsefeye kesinkes elveda dedim. Bildiğiniz gibi. Felsefe okudum. Ama bu demek değil ki hep orada kaldım.

Ancak yine de, siyaset felsefesi ve profesör olarak çalıştığınız politika teorisi arasındaki farkı sizden net bir şekilde duymak istiyorum. Farkı tam olarak nerede görüyorsunuz? Bazı çalışmalarınız dikkate alındığında, sizi bir filozof olarak görüyorum, tabii siz net bir şekilde bu farkı bize anlatana kadar.

Fark aslında meselenin tam da kendinde yatar. Kaçındığım "Siyaset Felsefesi" ifadesi, gelenek tarafından epeyce bir yükle yüklenmiştir. Akademik ya da akademik olmayan şeyler hakkında konuştuğum vakit, her zaman felsefe ve siyaset arasında bir gerilim olduğunu belirtirim. Bir yanda düşünen bir varlık varken, diğer bir yanda ise eyleyen bir varlık vardır sonuçta. Ki bu da Doğa Felsefesi'nde olmayan türden bir gerilimdir. Tıpkı diğer herkes gibi, filozof da doğa karşısında objektif olabilir. Ne düşündüğünü söylerken de bütün insanlık adına konuşur. Ancak siyaset karşısında ise tarafsız değildir. Platon'dan beri de değildir!

Ne demek istediğinizi anlıyorum.

Birçok filozofta da politikaya karşı bir çeşit düşmanlık vardır. Birkaç istisna ile birlikte. Kant bir istisnadır bu arada. Bu düşmanlık da bütün bir problem içerisinde önemli bir meseledir. Çünkü bu kişisel bir sorun da değildir. Bu, bizzat tabiatındaki bir problemdir.

Türkçe Altyazılı Videosu

Mehmet Gündoğdu
avuntusaati@gmail.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder